GEÇMİŞİ AFFET: (OLAYLARI-İNSANLARI-KENDİNİ)

Kimseye karşı ön yargılı olma! Geçmişinde kimin ne yaşadığını asla bilemezsin. Neyi yargılarsan, onunla yargılanacaksın. “Yukarı çıkarken rastladıklarına selâm ver, inerken de onlara rastlayacaksın.” İnsanların ayıplarını görme. Bildiğin sırlarını açık etme. Kişinin özüne zarar veren, öfke, açgözlülük, kibir ve gıybetten uzak dur. Olumsuz konuların konuşulduğu meclislerde bulunma. Dünyanın ömrünün yanında, senin ömür sürenin ne kadar kısa olduğunun farkında ol ve zamanını boşa harcama. Helalinden kazan ve insanlara faydalı ol.

İnsanlara, devlete ve Allah’a borçlu kalma. Kulluk vazifelerini tam yapmaya çalış. Yaratıcıdan başka kimseden bir şey bekleme. Kulluk vazifesi, Allah ile kul arasındadır, ibadetinde samimi ol, göstermelikten uzak dur. Kimseye kendini anlatmak için uğraşma. Sevdiklerini, ne olursa olsun bırakma. Çocuklarına zaman harcamanın, para harcamaktan daha önemli olduğunu bil.  Zorla “SÜRAHİ” olmaya çalışma! “BARDAK” ol ki; sürahi önünde eğilsin… Hayatı bir oyun olarak kabul et ve kimseye üstünlük taslama. Unutma ki;” oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur.”

Fatura ve senetlerini süresi içerisinde öde. Randevuna geç kalma, kimseyi bekletme. Asıl mutluluk, insanın ait olduğu yerdeki mutluluğudur. Evini ve aileni ihmal etme. Komşularınla iyi geçin, Hal hatırlarını sor, onlar açken tok yatma. İnsanlarla selâmlaş. Güler yüzlü ol. Bedava olan gülümsemeyi insanlardan esirgeme. “Ayakların varken, yürümek için dua etme. Çünkü, ya ayaklarından haberin, ya da yürümeye niyetin yok.” Ekmeğini ve faydalı bilgilerini insanlarla paylaş.

Düşeni kaldır, yoksulların yanında ol. “Bugün sana, yarın bana” sözünü unutma. Engelin vücutta değil kafada olduğunu bil. Her şeyin başı sevgi, sevgini yüreğinden eksik etme. “İşini, eşini ve yaşını önemse, onlara göre hareket et.”  Doğayı sev, hayvanları koru. Bütün canlıların hakkının olduğunu unutma. İşine ve eşine geç kalma, hakkın olmayanı alma, davetsiz yerde bulunma. Yolda böbürlenerek yürüme, dağlara eremeyeceğini bil. Bağışlayıcı ve affedici ol…

Affederek belki geçmişi değiştiremezsin ama sırtındaki ağır yükten kurtulur ve geleceğin önünü açarsın. Hayatında seni üzen, kırgın olduğun her şeyi, herkesi affet. Affettiğin AN geçmişle olan hesabınızı kapatırsın ve ileriye bakmaya başlarsın. Kötü duygulardan arınmak ve kendini iyi hissetmek için affet. “Hataların için özür dile, senden özür dilendi ise affet.” Affederek özgürleştiğini ve yüceldiğini, özüne ulaştığını bilmelisin.

Unutma! geçmiş geçmişte kaldı, önünde yaşanacak yıllar daha gelmedi. Elinde var olan tek şey şimdiki zaman yani şu AN. Bu nedenle yaşadığın AN’ın her saniyesini dolu dolu yaşa.  Geçmişe ve geleceğe takılmadan! Geçmişi ve olayları bağışla. En büyük ilaç; ” geçmiş geçmiştir” diyebilmektir. “Bağ kesme” adlı egzersizi yaparak bu anlamdaki kişi ve olaylarla ilişkilerini düzeltebilirsin. (İleriki sayfalarda söz konusu egzersiz verilecektir.) Bağışlamak, affetmek büyüklüktür.

***

Havarisi Hz. İsa’ya, “Kardeşimi kaç kez affetmeliyim?” diye sorar. Hz. İsa da şöyle cevap verir: “Allah’ın seni kaç kez affetmesini istiyorsan sen de o kadar affet!”