FARKINDALIK (10)
Varsın Olmasın Hayatta Her İstediğimiz… Biz Olana “ELHAMDÜLİLLAH”; Olmayana da “EYVALLAH” demesini Biliriz… Hz. Mevlâna.
ZİHİN ENERJİNİZE ŞUNU SÖYLEYİN
”SENİ ONURLANDIRIYORUM VE SENİ SEVGİYLE TAMLIĞIMA VE BÜTÜNLÜĞÜME DAVET EDİYORUM. BANA TAM VE BÜTÜN HİZMETİ VERMENİ SEÇİYORUM.”
Her problemin bin bir türlü çözümü vardır. Bin bir türlü derken buradaki “bin bir” çokluk ifadesi olarak kullanılmıştır. Peygamber Efendimiz (SAV) de “çöreotu 99 derde devadır” derken, aynen çokluk anlamında sayı kullanmıştır.
Mutlu olmanın da birçok yolu vardır. Hatta hayatın tadını güzel yaşayarak ikiye katlayabilirsin.” Öyle yaşa ki; geriye dönüp baktığında ikinci kez zevkini çıkarasın”
Yaşam şimdiki anda yaşanır ve yaşamak, en nihayetinde peş peşe şimdiki AN’dan oluşmuş bir dizidir. Ancak, şimdiki AN’da psikolojik olarak var olmak insanlar için oldukça zordur. Sıklıkla geçmişte ya da gelecekte yaşarız ve şimdiki deneyimlerimizi onlar hakkındaki değerlendirmelerimizle bulutlandırırız. Bunu yaparken de değerlendirmelerimizin deneyimlerle aynı şey olmadığını fark edemeyiz.
En temel haliyle, farkındalık; şimdiki deneyimlerimizle onları kabul ederek ve yargılamadan direkt temas kurma ile ilgilidir.
Farkındalık; uyarıcıların değerlendirilmediği, sınıflandırılmadığı ve analiz edilmediği, kendine özgü açık ve alıcı bir bilinç formudur. Farkındalıkta anlık yaşantılara yaklaşım açıklık, kabullenme, yansızlık gibi niteliklere sahiptir. Deneyime yönlenme söz konusudur. Deneyime yönlenme tamamen yargısızdır.
Farkındalık; şimdiki deneyimin bilincinde olma ve onu kabul etme anlamına gelir. Farkındalık; “Şu anda ne yaşıyorum” sorusunu yanıtlamak için, kendi düşüncelerini, duygularını ve bedenini gözlemlenmesi yoluyla elde edilen zihinsel bir durum olarak tarif edilebilir.
Farkındalıkta dikkat, yargısız bir şekilde kendine odaklanmaktadır. Düşünce, duygu ve bedensel duyumlar yargılanmadan ve anlık yaşantının olağan ve geçici parçaları olarak izlenmektedir.
Farkındalıkta, düşünce ve duygular, reddedilmemekte, yargılanmamakta, bastırılmaya ya da onlardan kaçınılmaya çalışılmamaktadır. Olumlu ya da olumsuz bütün AN’lık yaşantılar kabullenilmekte ve serbest bırakılmaktadır. Böylece endişe, üzüntü, kaygı, öfke gibi olumsuz yaşantılara karşı tolerans kapasitesi de artmaktadır.
Farkındalık; psikoterapi içerisinde otuz yıla yakın bir süredir, düşünce, duygu ve beden duyumlarına belli bir şekilde odaklanmayı amaçlayan bir psikoterapi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu psikoterapi yönteminin depresyon, panik atak, fobi, obsesyon (takıntı), stres gibi rahatsızlıklarda etkili olduğu araştırmalarda gösterilmiştir.
Farkındalık; terapide kendi duygu ve düşüncelerine karşı iç görü kazanmayı, dikkatin negatif ve takıntılı şekilde kendine odaklandığı düşünme biçimlerinden uzaklaşmayı sağlayan bir beceri olarak değerlendirilmektedir.
Farkındalık; bir doğu felsefesidir. Sadece Budizm’de var olan bir felsefe değildir. Farkındalıkla ilgili tüm temel kitaplarda Mevlâna ve onun anlayışına da yer verilmektedir. Farkındalık daha varoluşçu ve hümanistik bir yöntemdir.