“Olimpik başarının anahtarı genlere uygun çalışma”
Rio Olimpiyatları’nda 8 madalya alan Türkiye, olimpiyatları 41’inci sırada tamamladı. Peki olimpiyatlarda neden başarılı olamıyoruz? Sportif başarıda genetik yapının önemine dikkat çeken uzmanlar, sporcuların genlerine uygun beslenme ve antrenman programlarıyla iyi sonuçlar alınacağını vurguluyor. Spor Genom Projesi’nin bu amaçla oluşturulduğunu belirten Doç. Dr. Korkut Ulucan, “Amacımız kesinlikle genetik ayıklama değil. Genetik yapıya uygun antrenman programları ile hem bireysel hem de takım başarısına katkıda bulunmak. Genetik analizlerde dünya ile başa baş gidiyoruz sadece uygulamada zamansal problemler yaşıyoruz. Bu problemleri aşarsak o kadar başarılı, dopingden uzak bir spor kültürümüz olur” dedi.
2016 Rio Olimpiyatları’na 206 ülkeden 10 binin üzerinde sporcu katıldı. Olimpiyatlarda daha önce pek çok başarıya imza atan Michael Phelps ve Usain Bolt gibi sporcular yine çok sayıda madalya ile ülkelerine döndü. Türkiye ise 105 sporcu ile katıldığı olimpiyatlarda 1 altın, 3 gümüş ve 4 bronz olmak üzere sadece 8 madalya kazanabildi.
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan, spor başarısında genetik alt yapının önemli olduğunu belirterek, sporcuların genetik özelliklerine göre beslenme ve antrenman programı uygulanmasının bu başarıyı artırmada etkili olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Ulucan, sporda başarının sadece sporcunun genetik yatkınlığıyla ilgili değil bir ekip işi olduğunu da belirterek şöyle konuştu:
“Yıllardır yaptığımız analizler bizlere genetik yapının ne kadar önemli olduğunu gösterdi ama bir o kadar da tek başına yetmeyeceğini gösterdi. Sporda başarı kesinlikle bir takım işi, teknik ekipten fizyoterapiste kadar geniş bir ekip yani bir bilim, sanki bir üniversitede bir kürsü gibi. Hiç bir ünite, tek başına bu işin üstesinden gelemez, tesadüfî başarılar hariç. Arkalarında çalışan geniş bir ekibe sahip başarılı sporcular, her yıl katıldıkları yarışlarda madalyaları topluyor. Uyguladığımız genetik analizler sadece bu olayın başını oluşturuyor. Sonrasında spor bilimcilerin bu verileri uygulaması ve tabii ki teknik sorumluların iyi mentörlük yetilerinin bulunması şart.”
Ulusal Spor Genom Projesi’ne ihtiyacımız var
Ülke olarak sporu sevdiğimizi ve bu alanda çok güzel yatırımlar yapıldığını belirten Doç. Dr. Ulucan, yürütülen Spor Genom Projesi’nin önemine de işaret ederek şunları söyledi:
“Şimdi sıra işin alt yapısını doldurmaya geldi. Bizler genetik analizler ile sporcuların ne tip aktivitelere, nasıl bir duygu durum içinde olduklarına, sakatlanma ihtimallerine ve beslenme profillerine etki eden genetik parametreleri analiz edebiliyoruz.
Ulusal Spor Genom Projesi zaten bu amaçla oluşturuldu, sporcuların atletik performanslarına etki eden parametrelerin belirlenmesi hedefleniyor. Bunun milli politika olması en büyük hayalimiz, çok merkezli, tüm üniversite ve araştırma merkezlerinin içinde olduğu geniş bir proje. Amacımız kesinlikle genetik ayıklama değil. Yalnızca genetik veriler başarıyı tek başına getirmez. Uygun beslenme, disiplinli sporcu hayatı ve programlı bilimsel bir çalışma bu işin olmazsa olmazlarındandır.
Dünyada bu analizler yıllardır yapılıyor
Dünyaya bakınca görüyoruz ki bazı ülkeler daha başarılı ve sürekli başarılı. Genetik analizlerde de dünya ile başa baş gidiyoruz sadece uygulamada zamansal problemler yaşıyoruz. Bu problemleri aşarsak o kadar başarılı, dopingden uzak bir spor kültürümüz olur.”