TMMOB Gebze bileşenleri, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde basın toplantısı düzenledi.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası Başkanı Barış İnce, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kadı, Mimarlar Odası Başkanı Cenk Elgin ve Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Veysel Suludere, ayrı ayrı değerlendirmelerde bulundu.
Açılış konuşmasını yapan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Kadı; “Gebze’de 6 yıldır birtakım çalışmalar yapmaktayız. Kentimiz ve ülkemiz olarak afetlere hazır ve donanımlı olmadığımızı fark ettik. Önce mühendis ve mimar meslektaşlarımızı donatmaya yönelik çalışmalar yapmaktayız. Evvela biz sağlıklı yapılar yapmak zorundayız hep söyledik 99 depreminden önceki yapılara müdahale edemeyiz, ama 99 depreminden sonraki yapılara müdahale edebiliriz. Biz evvela kendi üyemizi donatmaya yönelik çalışmalara gittik. Hep söylenen bir söz var ‘ortadan kaldıramadığınız risk, önleyemediğiniz risk afet olur’ sektörel riski ortadan kaldırmak adına defalarca eğitim ve seminer verdik. Kendimizi eğiterek bu durumun önüne geçebileceğimizi fark ettik. Bu yüzden bu yönde çalışmalar yaptık. Devletin açıklamalarına %60 a yönelik bir yapı olduğunu dile getirdi, bizde bunu yaklaşık %50 olduğunu söylemiştik. Yerelde ve genelde afet risk haritaları hazırlanana kadar, Özellikle 1999 öncesi inşa edilmiş yapılar başta olmak üzere yapı stokumuzu elden geçirip bu bilgiler doğrultusunda hızla ve kararlılıkla kentsel dönüşüm hamlesi başlatana kadar, Risk haritaları ve üst yapı bilgileri eşliğinde afet eylem planları oluşturana, var olan planların periyodik tatbikatlarla işlevsel ve sürekli hale getirilmesini sağlayana kadar, bölge bölge mahalle mahalle her ferde ulaşıp afetle mücadele, sevk, koordinasyon ve özellikle ilk yardım konularında eğtimli ve donanımlı ekipler oluşturana kadar, her bir birey depremin sıfırıncı saniyesine eğitim ve donanım olarak hazır hale gelinceye kadar, ve mevcut şartlar düşünüldüğünde deprem anı ve sonrası için toplanma ve uzun veya kısa süreli barınma alanları planlanarak modern ve işlevsel deprem sonrası yaşam alanları oluşturulana kadar, 1999 Marmara depremi başta olmak üzere, yanan ormanlarımızı, önce kuruyan sonra sele dönüşen akarsularımızı, sebebi olduğumuz ve boyutu giderek artan doğa ve ekosistem tahribatını, kısaca dünyayı ve insanlığı korkulan sona yaklaştırmakta olan afetlerin tümünü Unutmayacağız! Unutturmayacağız!” ifadelerini kullandı.
17 AĞUSTOS 1999’DAN 17 AĞUSTOS 2021’YE 22 KOCA YIL UNUTMADIK! UNUTTURMAYACAĞIZ!
Ahmet Kadı’dan sonra sözü devralan Mimarlar Odası Başkanı Cenk Elgin 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depreminin Yarattığı ekonomik, toplumsal ve psikolojik sonuçları dikkate alındığında Türkiye’nin tarihindeki en önemli olaylardan bir tanesi olduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti;
“7.4 şiddetinde, Resmi rakamlara göre 18.873 ölüm, 50.000’den fazla yaralı, 328.113 hasarlı konut ve işyeri…Etkilenen milyonlarca kişi…Gerekli tedbirler alınmadığında, doğal afetlerin ne büyük toplumsal felaketlere dönüşebildiğinin en acı örneği olarak tarihe geçen bir kentin insanları olarak, acımız hala bitmedi… Korkumuz hala geçmedi…Endişemiz hala sürmekte… Hayallerimiz hala göçük altında… Bunların önüne geçmek için Her şeyden önce en hızlı şekilde DEPREM MASTER PLANI oluşturulmalıdır. Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları özellikle hastaneler ve okullar artık depreme güvenli hale getirilmelidir. Yapı Stok Envanterinin çıkartılıp risk bölgeleri haritaları çıkartılmalıdır.Acil toplanma alanları uluslararası standartlara uygun hale getirilmeli; olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde şimdiden hazırlanmalıdır. Deprem sonrasında çadır ve konteyner konulacak alanların şimdiden alt yapılarının eksiksiz olarak tamamlanması gerekmektedir. Bilimsel ölçekte kent planlarının yapılmalı; nitelikli bir mühendislik eğitimi koşullarının sağlanmalıdır.Risk azaltma odaklı bütünleşik bir afet yönetiminin ana hatlarını içerecek şekilde düzenlenecek bir çatı yasa altında, afet mevzuatı yeniden yapılandırılmalı; diğer ülkelerde de örneğine rastlanan, deprem özelindeki çalışmalara referans olacak bir ‘FAY YASASI’ kazandırılmalı; planlama ve yapılaşma açısından ‘Diri Fay Haritası Kullanımına’ ve ‘Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesine’ ilişkin alt mevzuatı oluşturulmalıdır.” dedi.
İMAR BARIŞI ADI ALTINDA RUHSATLANDIRILAN YAPILAR DERHAL DENETLENMELİ
Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için gerekli olan “Kentsel Dönüşüm” uygulamaları amacından saptırıldığını ifade eden Elgin ;”Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı. Geçtiğimiz yıllar içinde “İmar Barışı” adı altında ruhsatlandırılan yapılar derhal denetlenmeli, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir. Odalarımızın kamusal görevi olan mesleki denetim yetkilerini sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler kaldırılmalıdır. “İmar Barışı” adı altında; projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar ruhsatlandırıldı. 10 milyonun üzerinde kaçak yapı ruhsatlandırıldı. Bu imar affıyla birlikte yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığı konusunda denetlenme ihtimali de ortadan kaldırıldı. Afet mevzuatı yeniden yapılandırılırken “İmar ve Yapı Üretim ve Denetim Kanunu” yeniden yapılandırılmalıdır.” dedi.
DEPREM BÖLGESİNDE YAŞAMAMIZA RAĞMEN ALINAN ÖNLEMLER HALA EKSİK
Depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, deprem gerçeğiyle gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe kaydettiğimiz söylenemez. Yaşanan depremden almamız gereken en büyük ders, Coğrafi riskler göz ardı edilerek kurulan şehirlerin, plansız-çarpık kentleşmenin ve mühendislik hizmeti almayan yapıların, insanlar için büyük tehdit oluşturduğu gerçeği tüm çıplaklığıyla görülmektedir. Bu süre zarfında, Afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı; binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi; kent merkezlerinde deprem toplanma alanları oluşturulmadı; afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı ya da uygulanmaları yapılmadı. Kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken “yapı denetim” sistemi tümüyle ticarileştirildi. Odalarımızın mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gereklilikleri yapı denetim süreçlerinden dışlandı. Üzerinden 17 yıl geçmiş olan Deprem Şurası’nın ikincisi, ivedilikle toplanmalı; doğa ve insan kaynaklı afetlerin olumsuz etkilerine karşı, afet risk azatlımı ve yönetimi sisteminin inşası için gerekli eylemleri, iş programı ve zaman cetvelini de içeren stratejik plan oluşturulmalıdır. Bu planın izleme ve değerlendirmesi ilgili kamu kurumlarının yanı sıra meslek odalarının da yer aldığı bir grup tarafından gerçekleştirilmeli ve kamuoyuna belirli periyotlar da açıklamalar yapılmalıdır. Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi oluşumların devre dışı bırakılması; sorunlu mevzuat düzenlemeleri, kentsel dönüşüm programlarının ranta yönelik olması, bütün ülkenin imara açılması ve sonraki depremlerde de oluşan sosyal yıkım tablosu ile tekrar tekrar görüldü. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açıldı; her yere AVM’ler, gökdelenler yapılmaya devam edildi. Bilinmelidir ki, depreme hazırlık konusunda 22 yıl öncesinden daha iyi durumda değiliz. Yaşanacak İstanbul ya da başka benzer bir depremin sonuçları çok daha ağır olacaktır.
2023 YILINDA FARKINDALIK İSTİYORUZ
Cumhuriyetin 100 üncü yılı olan 2023’ün, aynı zamanda “afet güvenliği” konusunda da önemli sıçramaları gerçekleştirdiğimiz bir “eşik” olmasına tanıklık etmek istiyoruz. Bunu başarabilmek için, bulunduğumuz coğrafyanın jeolojik yapısı itibariyle karşı karşıya kaldığımız doğa ve insan kaynaklı afet risklerine karşı “afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu” yaratmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız. Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır. Halen bir bakanlığa bağlı başkanlık konumunda faaliyetlerini sürdüren Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığının “eşgüdüm merkezi” olması, Deprem Araştırma Daire Başkanlığının, yakın nitelikteki ya da yeni oluşturulacak bir Genel Müdürlüğüne bağlanması sağlanmalıdır.
Afet anı ve sonrasına odaklanmaktan daha çok afet öncesine odaklanmalı
Tüm ülke toprakları inşaat sektörünün bir arazisi olarak görülmemeli, bilimsel bilgi ve kent planlaması kapsamında ve ihtiyaç temelli yapılar yapılmalıdır. Kentsel dönüşümü; bireysel dönüşümlerden ziyade yasanın amacına yönelik, geniş alanlarda alanın tamamını kapsayacak şekilde yeniden planlayarak daha ferah ve konforlu yaşam alanları oluşturulmalıdır. Afet için belirlenen Acil müdahale yollarının devamlı açık olması sağlanmalıdır. Bu yollara cephe olan yapıların deprem yönünden güvenli yapılar olması gerekmektedir ve Bu yollarda hiçbir zaman araç park etmesine izin verilmemelidir. Acil durum toplanma alanları olarak belirlenen okulların depreme dayanıklı olmaları gerekmektedir. 21 yıl önceki acıları yeniden yaşamamamız için ülke olarak depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı olmak için de bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak verilmelidir.
Depremi unutmayacağımıza ve unutturmayacağımıza bir kez daha söz veriyoruz.
- Gebzeli iş insanı da Bolu Kartalkaya’daki o otelden son anda kurtuldu - 24 Ocak 2025
- Çiler PALGAZ ve SEDAŞ’ı şikayet etti - 22 Ocak 2025
- Gebzeli gazeteci, şiir kitabı çıkarttı! - 22 Ocak 2025
- Darıcalı’nın doğalgaz borusu yine patladı - 22 Ocak 2025
- Vali Aktaş “Peynirci Baba”yı ağırladı - 22 Ocak 2025
- Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nden, Ümit Ülker’e ödül - 20 Ocak 2025
- Darıca kadın boksörleri ağırlayacak - 20 Ocak 2025
- Darıca Belediyesi’ne 15 yeni araç - 20 Ocak 2025
- Gebzespor Sakarya’dan 3 puanla döndü - 20 Ocak 2025
- Kocaeli derbisinde gülen taraf Darıca GB oldu 1-0 - 20 Ocak 2025