Kendini gazeteci sanan bazı kişilerin hakkında yazdığım köşe yazısından dolayı o gazeteci bozuntuları arkamdan konuşuyor. 

Konuşsunlar ben it havlamasından korkmam doğruları yazmaya devam ederim.

Gebze’de gazetecilik ayakaltına alınmış, önüne gelen gazeteci olmuş. İş adamı veya esnaf bir gazeteye reklam verse leş kargaları gibi bazı gazeteciler reklam veren kişiyi arar; “o gazeteye reklam verdin bana da reklam ver” baskısı yapar.

Gazetelere reklam verecek olan kişiler bu yüzden reklam vermeye çekiniyorlar. Bazı gazete ve internet sahipleri reklam vermeyen kişileri tehdit ediyorlar,  “Yazarım ha”…  Bu tip şerefsiz gazetecilere ben çok tanık oldum. Bundan sonra duyarsam bu gazetecileri isim isim yazacağım.

Kimse tetikçilik yapmayacak! milletin parasına güvenip gazetecilik yapmayın. Bu tip gazeteciler yüzünden Gebze halkı gazete okumuyor. Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Gebze’de gazete okunmuyorsa sizlerin yüzündendir. Ulus gazetesine reklam veren kişileri bundan sonra özellikle aramayın.

Eğer ulus gazetesinden birisi, başka gazeteye reklam veren kişileri ararsa duyduğumuz an biz gereğini yaparız.

Yemekli veya kahvaltılı basın toplantılarında leş kargaları gazeteciler hemen ön sıralarda yerlerini almışlar. Resim çeker, soru sorarlar habere gelince gazete yok nereye yazacaklar. Basın toplantısı yapan kişi bu gazeteci bozuntularını davet etmese arayıp rahatsız ediyorlar.

Gebze basınının bir özelliğe de siyaset… Paraya göre yapılır, para gelsin parti önemli değil internet siteleri tetikçilik yapmaya devam ediyor.

Bu internet sitelerini de besleyen belediyeler. Sitelere reklam veren belediye başkanı iyi, vermeyen yaramaz mantığı ile hareket ediliyor. Günlük gazete yayınlayan kişilerle internet siteleri ayni ilan parası alıyor bizler belediye haberlerini hem gazetede hem de internette yayınlıyoruz. Bu eşitsizliği belediye başkanları ortadan kaldırmalı. Aksi halde biz de belediye haberlerini internetten yayınlarız. Ayrıca benim arkamdan konuşan, cesareti varsa yüzüme konuşsun… Saygılarımla.