1 Muharrem 1432 hicri yılbaşı idi. Yani Sevgili Peygamber Efendimiz’in Mekke’den Medine’ye 622 senesinde göç etme tarihinin başlangıcıdır. Hicran kökünden türemiş olan hicret kelimesi; ayrılmak, terk etmek, bırakmak, üzülmek manalarına gelen bu kelime terim olarak da; dini ve dünyada özgürce yaşamak sebebiyle bir yerden başka bir yere göç etme olayına denir.
Mekke’de Hz. Peygamber’in öncülüğünde İslam’ı kabul eden Müslümanlar inandıkları ve sevdikleri dinlerini yaşayamadıkları gibi can ve mal güvenliklerinin de bulunmadığı, doğup büyüdükleri, mal ve mülk edindikleri, yaşamaya alıştıkları, daha da önemlisi Beytullah’ın (Allah’ın Evi) da bulunduğu bu kutsal şehirden Mekke’den ayrılmak zorunda kalan masum ve garip insanların Medine’ye göç etme hadisesidir. İslam tarihinde bir milat ve günümüze kadar her sahada kendini hissettirecek derecede büyük bir medeniyetin de temellerinin atıldığı ve tarihte vuku bulan nadir olaylardan biridir hicret.
Hicret; inanç ve yaşam haklarına karşı saldıranlara karşı bir çıkış yoludur. Hicret; mazlum insanların zalimlere karşı üstünlük elde etme öyküsünün adıdır. Hicret; sevgi ve hoşgörünün, yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneğinin yaşandığını gösterir. Hicret; bütün dünya milletlerine çeki düzen verecek olan hak ve adaleti, özgürlük ve hürriyetin nasıl olduğunu anlatan bir olayın başlangıcı olmuştur. Hicret; ölümden, öldürülmekten hayata geçiştir. (Bir dinamizmdir) Hicret; mutasavvıflara ilham kaynağı olup bu dünyada züht ve takva üzerine yaşamak isteyenlere haram ve kötülüklerden uzak durmak ve nefsi terbiye etmek maksadıyla Allah’a doğru zihnen ve kalben yolculuğa çıkmayı temsil eder. Hicret; Allah’a sığınanların, Allah’ın emrini tutanların nasıl muhafaza edileceği, şer güçlerden nasıl korunacağının yolunu gösterir. Tarihte nice peygamberler ve onlara inanan Müslümanlar hicret etmiştir. Nemrut’un işkencesinden Urfa’dan Filistin’e hicret eden Hz. İbrahim (a.s), Firavun’ un zulmünden Ürdün’e hicret eden Musa (a.s), halkının isyanından gemisiyle hicret eden Nuh (a.s) ve insanlığın son peygamberi, evrensel elçi ve en güzel örnek Hz. Muhammed Mustafa’nın dayanılmaz baskı ve işkencelerden dolayı kutsal şehir Mekke’den hicret etmeleri ilk bakışta hüzün ve hicranla dolu ise de sonralarında dünyayı aydınlatan, mutluluk ve huzur yolunu tekrar açmaları bakımından yeniden birer milat olmuşlardır. Hicret; uluslararası ilticanın, sığınmanın yardımlaşmanın ve korunmanın en güzel örneğidir. Hicret; İslam’ın Medine’ye gelmesiyle yıl boyunca bir biriyle sık sık savaşan, kan davası güden kabileleri sulh, barış ve selamete erdirmiştir. Hicret; ile Mekkeli (Muhacir) Müslümanlarla Medineli (Ensar) müslümanların din kardeşliğinin ve insanlığın en güzel örneklerini sergilemeleri bütün insanlığa örnek olmuş dünyada en nadir olaylardan biridir. Tarihte böyle bir yardımlaşma ve dayanışma daha vuku bulmamıştır. Miras ayetleri nazil oluncaya kadar Ensar ve Muhacirler bir birlerine mirastan pay, hisse veriyorlardı. Aile kurmalarına, ev yapmalarına, ticaret yapmak ve kazanç elde etmeleri için tarihte görülmemiş bir şekilde yardımlaşıyorlardı.
Sevgili Peygamber Efendimiz Ensar’la Muhacirleri bir araya getirerek her muhacir için Ensar’dan bir kardeş tayin etmiştir. Böylece 186 aile kardeş ilan edilmiş olup bu aileler birbirlerine öyle bir sevgi bağı ile bağlanmışlardı ki miras ayetleri nazil oluncaya kadar bir birlerine varis olmuşlardı. Keşke günümüzde zengin olan her aile fakir ve yoksul olan bir aileyi kardeş edinse de toplumdaki sosyal refah ve huzur düzeyi kısa sürede yükselseydi. Peygamberi anlamak, O’nun sünnetini yaşamak ve yaşatmak bu tür uygulamalarla olacağını hiçbir zaman unutmayalım. Günümüzdeki gibi şekil ve renklerle sünneti yaşamaya çalışmak gerçek manada Peygamberin uygulamalarını, sünnetini anlamamaktır. Hicretle Medine’de yeni bir dönem açılmış olup Müslümanlar yalnız bir mekân değişikliği ile kalmamış bundan sonra İslam daveti, teşrii, siyaseti ve zaferiyle bir dönüm noktası olmuştur.
Bu vesileyle tüm Müslüman kardeşlerimin yeni Hicri yılını kutlar; bu yıl içerisinde işi olmayanlara iş, aşı olmayanlara aş, eşi olmayanlara eş, sağlık ve sıhhatli olmayanlara şifa, dertli olanlara deva, hatası olanlara af dilerim Yüce Allah’tan.